Özet
GİRİŞ ve AMAÇ
Bu çalışmada respiratuar distres sendromu (RDS) tanısı ile izlenen prematüre bebeklerde ekstübasyon sonrası non-senkronize nazal intermitan pozitif basınçlı ventilasyon (NIPPV) ile nazal devamlı pozitif havayolu basıncının (NCPAP) ekstübasyon başarısızlığını önlemedeki etkinliğini belirlemek amaçlanmıştır.
YÖNTEM ve GEREÇLER
Doğum sonrası RDS nedeniyle entübe olarak izlenen <32 gestasyonel hafta ve <1500 g doğan toplam 49 prematüre bebek çalışmaya alındı ve retrospektif olarak değerlendirildi. Hastalar ekstübasyon sonrası NIPPV veya NCPAP modlarında izlendi. Ekstübasyon sonrası ilk 48 saatte ekstübasyon başarısızlığı primer sonuç, neonatal morbiditeler ise sekonder sonuç olarak belirlendi.
BULGULAR
Ekstübasyon sonrası 23 hasta NCPAP modunda, 29 hasta ise NIPPV modunda takip edildi. Her iki grup arasında demografik özellikler açısından istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu. Ekstübasyon başarısızlığı, NCPAP ile izlenen 5 hastada (%21.7), NIPPV ile izlenen 9 hastada (%34.6) gözlendi, ancak istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edilmedi (p=0.32). Gruplar arasında ekstübasyon sonrası atelektazi, pnömotoraks, neonatal morbiditeler ve ölüm oranları açısından anlamlı fark yoktu, ancak patent duktus arteriozus insidansı NIPPV grubunda istatiksel olarak daha yüksekti (p<0.05). Gastrik veya intestinal perforasyon hastaların hiçbirinde gözlenmedi.
TARTIŞMA ve SONUÇ
Preterm bebeklerde ekstübasyon sonrası NIPPV’nin reentübasyon insidansını ve pnömotoraks, postekstübasyon atelektazi gibi neonatal morbiditeleri azaltmada NCPAP’dan üstün olmadığı sonucuna varılmıştır.