Özet
GİRİŞ ve AMAÇ
Doğum travmalarının çoğu hafif ve kendini sınırlayan şekilde gerçekleşmesine rağmen, birkısmı yenidoğan ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde geçici ve kalıcı nörolojik sekellere, hatta ölüme neden olabilmektedir. Tek merkezli, retrospektif çalışmamızda, doğum travmalarının varlığını, tipini ve bebekte yaralanmaya neden olan ilişkili olduğu risk faktörlerini belirlemeyi amaçladık.
YÖNTEM ve GEREÇLER
2009 – 2013 yılları arasında yenidoğan yoğun bakım kliniğimize yatan ve doğum travması bulunan 123 bebeğin dosyaları incelendi. Doğum travmaları, yumuşak doku hasarı, kemik doku hasarı, sinir dokusu hasarı, intrakranial kanama, intraabdominal organ hasarı olarak beş gruba ayrıldı. Ayrıca annede multiparite varlığı, diabetes mellitus varlığı, doğum şekli, gestasyon haftası, doğum ağırlığı gibi faktörlerin doğum travması ile ilişkisi araştırıldı.
BULGULAR
: Çalışma süresinde,16792 hastanın 123’ünde (%0.73) doğum travması saptandı.Doğum travmaları >40GH bebeklerde ve NSVY ile doğumlarda sık olarak gözlendi.Doğum travmalarından en sık görülen yumuşak doku travmasıydı.Yumuşak doku travmasının, primipar annelerde,kızlarda, sezeryan ile doğan bebeklerde ve doğum ağırlığı <4000gr olan bebeklerde anlamlı olarak daha fazla olduğu belirlendi.
TARTIŞMA ve SONUÇ
Obstetrik yöntemlerde gelişmelere rağmen, doğum travmaları neonatal mortalite ve morbiditenin hala önemli bir kaynağıdır. Doğum travmalarına yönelik risk faktörlerinin bilinmesi, riskli gebeliklerin yakın takibinin sağlanması ve uygun doğum şeklinin belirlenmesi ile travmatik doğum sıklığı azalacaktır. Ek olarak, hastanın başvurusundaki farklı şikayetlerin de doğum travması ile ilişkili olabileceğinden, klinisyenin doğum travmalarına geniş yelpazeden bakması gerekmektedir. Bu nedenle, detaylı bir anamnez ve ayrıntılı fizik muayene, tedavinin zamanında başlanması ve hukuki sonuçlar için belgelemenin yapılması açısından çok önemlidir.